Skip Navigation LinksWhat-is-HIV-AIDS

HIV / AIDS nedir?

AIDS, ilk kez 1980'lerin başında Orta ve Güney Afrika'da gündeme gelen ve hasta sayısı büyük oranda artan, etkeni HIV olan bir enfeksiyon hastalığıdır. HIV, bağışıklık sistemindeki akyuvarların yapısını bozarak ve sayısını azaltarak vücudun enfeksiyonlara karşı direncini ortadan kaldırır. AIDS, zoonoz bir enfeksiyondur ve maymunlardan insanlara bulaştığı düşünülmektedir [1].

HIV enfeksiyonu hastalık süreci nedir?

HIV vücuda alındığından itibaren ilk 6 hafta içerisindeki ilk çoğalma döneminde çeşitli belirtiler gösteren akut enfeksiyonlara yol açmaktadır. 6-12 hafta içerisinde hastalığın teşhisi için önemli bir araç olan HIV spesifik antikorlar üretilmeye başlar ancak virüsü taşıyan birey hastalığı bulaştırabilmesine rağmen asemptomatiktir.  Hasta birey ortalama 8-10 yıl asemptomatik kalabilirken aynı zamanda HIV bulaştırabilmektedir [2,3]. Erken semptomatik dönemde ortaya çıkan belirtiler hastaların ilk kez doktora başvurmalarına sebep olabilirken bu dönemde HIV enfeksiyonuna özgü testler yapılarak tedaviye başlanmaktadır.

AIDS, HIV enfeksiyonun son evresidir. Bağışıklık eksikliği belirgin bir hale gelmesiyle birlikte fırsatçı enfeksiyonlar ya da bazı spesifik tür kanserler ortaya çıkabilmektedir. Fırsatçı enfeksiyonların tanısı, tedavisi ve önleyici tedavisi özellikle bu evrede çok önemlidir. Hastalığı ilerlemiş bireylerde tedavinin yanı sıra ortalama 2 yıl içerisinde yeni bir AIDS göstergesiyle hastalığın ortaya çıkışı engellenememektedir [3,4].

Günümüzde kaç kişi HIV/AIDS hastalığından mağdurdur?

Günümüzde 35,3 milyon insan HIV/AIDS ile yaşamaktadır. Türkiye'de 1985 yılından 31 Ocak 2021 tarihine kadar doğrulaması testi pozitif tespit edilerek bildirimi yapılan 26.447 HIV (+) kişi ve 1974 AIDS vakası mevcuttur [5], KKTC'de ise 88 kişi HIV virüsü taşımaktadır [6].

HIV/AIDS nasıl bulaşır?

AIDS hastalığı HIV virüsü ile enfekte olmuş kişilerin vücut sıvılarının, virüs ile temas etmemiş kişilerin vücuduna girmesi ile yayılır. Kan, sperm, vajina salgısı ve anne sütü HIV virüsünün yayıldığı vücut sıvıları arasında yer alır.

  • Cinsel ilişki yoluyla bulaşma: HIV virüs bulaşlarının %80-85'i korunmasız cinsel ilişki ile gerçekleşir. HIV virüsü HIV (+) erkeğin sperm hücresinde HIV (+) kadının ise vajinal salgısında bulunmaktadır ve cinsel ilişki sırasında bütünlüğü bozulmuş vücut mukozasından vücuda girer. AIDS hastalığında cinsel ilişki ile bulaşma yöntemi korunmasız cinsel ilişkiye giren tüm bireyler arasında, heteroseksüel veya homoseksüel ilişki farketmeksizin (kadından erkeğe, erkekten kadına, kadından kadına ve erkekten erkeğe) meydana gelebilir, HIV virüsünün LGBTİ+ bireylerden bulaşıyor algısı doğru değildir. HIV-pozitif bir bireyle gerçekleşen tek bir korunmasız ilişki dahi AIDS hastalığının gelişmesine neden olabilir. .
  • Kan yoluyla bulaşma: HIV virüsü, enfekte bireylerin kanında bulunur ve sağlıklı bireylerin bu kan ile temas etmesi sonucunda yayılır. Genellikle hasta kişilerin kanıyla temas etmiş aletlerle yaralanma veya enfekte kanın mukoza veya deri sıvılarıyla temas etmesi sonucunda kan yoluyla bulaşma gerçekleşmektedir. Damardan enjekte edilen uyuşturucu kullanımında, enjektörlerin bireyler arasında paylaşılması kan yoluyla bulaşmanın en başta gelen sebeplerindendir. Kan yoluyla bulaşma konusunda en çok risk altında olan grup sağlık çalışanlarıdır.
  • Anneden bebeğe bulaşma: HIV (+) bir anne, virüsü bebeğine gebelik döneminde, doğum sırasında veya doğum sonrası emzirme işlemi ile bulaştırabilir [7]. 

HIV/AIDS tanısı nasıl konur?

HIV testi yapılarak kandaki antijen veya antikorların görğntülenmesiyle HIV/AIDS tanısı koyulur. Bireyin enfekte olmasından 3-8 hafta sonra bağışıklık sistemi ilk tepkiyi gösterir ve kandaki antikor sayısı hızla artmaya başlar. Bazı durumlarda antikor sayısının enfekte olunmasından 6 ay sonrasına kadar artış göstermediği görüntülenmiştir, bu gibi bir durumun meydana gelmesi hastalığın tanılanmasını geciktireceğinden dolayı, genellikle antijen ve antikoru birlikte inceleyen testler tercih edilir. Böylece hastanın enfekte olmasından sonraki 3. haftadan itibaren tanı koymak mümkün hale gelir.

ELISA testi HIV tanısı koymak için yapılacak ilk testtir. Bu test sonucunda HIV enfeksiyonun varlığı kanıtlanamazsa sonuç negatif olarak değerlendirilir. ELISA testinin pozitif sonuç vermesi durumunda test tekrarlanır ve sonuç tekrar pozitif çıkarsa Western blot adı verilen doğrulama testi yapılır. Doğrulama testinin de pozitif sonuçlanması halinde kişiye HIV/AIDS tanısı koyulur [7].

Risk Grupları Kimlerden Oluşur?

Bulaş yolları değerlendirildiğinde, HIV pozitif kişinin partnerleri, korunmadan HIV (+) kişilerle cinsel ilişkiye giren bireyler, HIV (+) bireyle temas öyküsü bulunan kişiler, damar içi madde bağımlılığı olup ve enjektör paylaşımı yapan bireyler ve HIV pozitif gebelerin bebekleri risk altındaki grupları oluşturmaktadır [8].

HIV/AIDS enfeksiyonundan korunma yolları nelerdir?

HIV enfeksiyonu önlenebilir bir hastalıktır. Korunma yöntemleri tedaviden çok daha etkili ve ucuzdur.

Cinsel yolla bulaştan korunmak için; güvensiz ve korunmasız cinsel ilişkiden kaçınılması, tek eşlilik ve cinsel ilişki sırasında kondom kullanılması gerekmektedir.

Kan yolu ile bulaştan korunma için; Taraması yapılmış HIV(-) kan ve kan ürünlerinin kullanılması, tek kullanımlık steril enjektör ve cerrahi malzemelerin kullanılması,  enjektör paylaşımından kaçınılması gerekmektedir.

HIV (+) gebeden bebeğe bulaşın önlenmesi için: Uygun tedavi ve takibinin yapılması, doğumun sezaryan şeklinde planlanması, doğumdan önce anneye ve doğum sonrasında bebeğe ilaç tedavisi başlanması ve annenin bebeğini emzirmemesi gerekmektedir [8].

HIV enfeksiyonu için tedavi yöntemleri nelerdir?

HIV enfeksiyonu için kesin bir tedavi bulunmamasına rağmen, Antiretroviral (HIV'i replikasyonunu baskılayan) ilaçlar enfeksiyonun ileri seviyelere ulaşmasını engellemektedir. Erken teşhis ve Antiretroviral tedavi ile birlikte, enfekte olan kişiler, uzun, sağlıklı bir yaşam sürebilmektedirler [9].

HIV (+) bireylere yapılan ayrımcılık ve yanlış etiketlemeler nelerdir?

HIV enfeksiyonu birçok ülkede sosyal açıdan hoş görülmemektedir. Bu ülkelerde özellikle HIV enfeksiyonu taşıyan kadınların eşlerini aldattıkları kanısı yaygındır. HIV/AIDS enfeksiyonu taşıyan insanlar stigmatize edilir (damgalanır). Bu durum, bu enfeksiyonu taşıyan insanların toplumdan uzaklaşmasına sebep olur. Bir hastalık/enfeksiyondan ötürü damgalanma kişilerin benliğini derinden zedeler. HIV/AIDS ile enfekte olmuş kişiler toplum tarafından toplum için bir tehdit olarak görülür. Kişi sahip olduğu iyi, kötü tüm kişilik özelliklerini ve sosyal statüsünü kaybeder. Kişinin öz benliğinin yerini toplumun belirlediği etiketler alır.

Etiketlenme, damgalanma ve stigmanın ardında birçok kültürel, ahlaki, sosyal, dini sebep olabilir.

HIV/AIDS ile ilişkili damgalama ve ayrımcılık, HIV enfeksiyonunun en büyük zorluklardan biri olarak görülmektedir. HIV bulaşmış insanlar sosyal olarak olağandışı olarak kabul edilir. Sağlıkla ilgili damgalanma, tecrit, reddedilme, suçlama veya değersizleştirme olarak ortaya çıkan sosyal bir süreçtir. Kişiye eşit olmayan ve haksız davranıldığında ortaya çıkar. Damgalanma ve ayrımcılık, HIV'li kişilerin yaşamlarını ciddi şekilde etkileyen olaylarıdır. HIV damgasına bağlı olumsuz sonuçlar, enfekte kişileri tedaviyi ertelemeye veya tedaviyi reddetmeye, hastalıklarını başkalarından saklamaya zorlayabilir. Damgalanma korkusu inkâr, gizlilik, depresyon ve utanmaya neden olur. HIV durumunun açıklanması, kişiyi utanç ve kendinden şüphe duyma duygularıyla karşı karşıya bırakır. Damgalanma ve ayrımcılık nedeniyle ifşa edilmekten korkan HIV bulaşmış kişiler, enfekte olduklarını saklamaya isteklidirler. HIV/AIDS ile enfekte olduklarını açıklamanın sadece karmaşık ve stresli bir durum yaratmayacağını, aynı zamanda kişinin aile desteğini ve sağlık hizmeti alma hakkını kaybetmesine neden olabileceğini düşünürler. Güney Afrika'da HIV pozitif kişiler üzerinde yapılan bir araştırmadan elde edilen bulgular, örneklemin %57'sinin durumlarını gizlice bildirdiğini, %73'ünün HIV pozitif oldukları için suçluluk duygusu yaşadığını ve %43'ünün utanç duyduğunu göstermiştir. Bu durumlar tedaviyi geciktirebilir ve hastalar ve aileleri için birçok sıkıntıya neden olabilir.

Unutulmamalıdır ki HIV/AIDS yalnızca LGBTQ+ kişiler arasında değil toplumun her üyesinde görülmektedir. LGBTQ+ kişiler toplum tarafından HIV/AIDS taşıyıcısı olarak görülmemelidir. Bu kişilerin HIV/AIDS ile enfekte olmalarının sebebi gebelik durumunun mümkün olmadığı düşüncesiyle korunmamalarıdır. Her birey cinsel eğilimi ne olursa olsun HIV/AIDS taşıyabilir, bu sebepten ötürü ayrım olmaksızın her birey kendisini korumalıdır [10].

HIV (+) bireyler hakkında oluşan yanlış toplumsal düşünceleri uzun vadede minimize etmek adına atılması gereken adımlar nelerdir?

Hali hazırda bağışıklık sistemleri zayıflamış ve fırsatçı enfeksiyonlara yatkın HIV-AIDS mağduru bireylerin psikolojik sağlığı bakımından, toplumsal bilinçlendirme büyük önem arz etmektedir.

HIV-AIDS pozitif bireyler hakkında oluşan yanlış algıları, onlara yapılan yanlış etiketlemeyi ve dışlamayı engellemekteki en büyük adım, toplumu, hastalığın ne olduğu, nasıl yayıldığı ve korunma yöntemleri hakkında bilinçlendirmektir. Toplumdaki görüşlerin bir anda değiştirilemeyeceği, yalnızca devamlı ve uzun vadeli eğitimle doğru bilince varılabileceği göz önünde bulundurulmalıdır.

Toplumsal bilince varmak için atılabilecek bir diğer adım, HIV-AIDS hakkında kamu spotlarının artırılmasıdır [11].

Yazar: DAÜ Toplumsal Duyarlılık Merkezi adına Doğu Akdeniz Üniversitesi Bilimsel Araştırma Topluluğu

  

REFEREANSLAR

  1. Klatt EC. Pathology of HIV/AIDS, 30th edition. Mercer University, School of Medicine, Savannah, 2019
  2. Yıldırmak, T., Taşdelen Fışgın, N. (2016). HIV bilgilendirme kitabı. Erişim adresi: https://www.klimik.org.tr/wp-content/uploads/2016/11/HIV.BILGILENDIRME.KITABI.pdf. Erişim Tarihi: 01.11.2018.
  3. T.C. Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü. (2018). HIV/AIDS tanı kılavuzu. Ankara. Erişim adresi: https://hsgm.saglik.gov.tr/depo/birimler/Bulasici-hastaliklar-db/hastaliklar/HIVADS/Tani_Klavuzu/HIV-AIDS_Tani_Klavuzu.pdf. Erişim Tarihi: 01.11.2018.
  4. Sönmezer, M Ç. HIV infeksiyonun klinik özellikleri ve tedavisi. Erişim adresi: http://www.hatam. hacettepe.edu.tr/HATAM_HIV_AIDS_klinik_ozel_041217.pdf. Erişim Tarihi: 18.07.2018.
  5. HIV-AIDS İstatistik. (n.d.). Retrieved November 28, 2021, from https://hsgm.saglik.gov.tr/tr/bulasici-hastaliklar/hiv-aids/hiv-aids-liste/hiv-aids-istatislik.html
  6. KKTC'de 88 AIDS hastası var – BRTK. (n.d.). Retrieved November 28, 2021, from https://brtk.net/kktcde-88-aids-hastasi-var/
  7. Aids nedir? Aids belirtileri ve tedavi yöntemleri nelerdir? (n.d.). Medical Park. https://www.medicalpark.com.tr/aids-nedir-belirtileri-ve-tedavi-yontemleri-nelerdir/hg-1856
  8. HIV-AIDS. (2017). TC Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü. https://hsgm.saglik.gov.tr/tr/bulasici-hastaliklar/hiv-aids/hiv-aids-liste/hiv-aids.html
  9. National Health Service. (2021). Treatment of HIV and AIDS. Erişim adresi: https://www.nhs.uk/conditions/hiv-and-aids/treatment/ Erişim Tarihi: 29.11.2021
  10. Saki, M., Kermanshahi, S. M. K., Mohammadi, E., & Mohraz, M. (2015). Perception of Patients With HIV/AIDS From Stigma and Discrimination. Iranian Red Crescent Medical Journal, 17(6), 23638. https://doi.org/10.5812/IRCMJ.23638V2

Vudalı, E Y. 1 Aralık Dünya Aids Günü Basın Açıklaması. Erişim adresi: https://www.kttb.org/1-aralik-dunya-aids-gunu-basin-aciklamasi/ Erişim Tarihi: 29.11.2021


DAÜ Web Siteleri