- Dünya Sağlık Örgütü'ne (WHO) göre, kanser yükünün %30-40'ı, tütün kullanımı, alkol tüketimi, meyve ve sebzeden fakir beslenme, fazla kilo ve obezite ve fiziksel hareketsizlik gibi yaşam tarzı risk faktörlerine bağlanabilir.
- Dünya Kanser Araştırma Fonu (WCRF) ve Amerikan Kanser Araştırma Enstitüsü (AICR) tarafından hazırlanan 2018 raporunda, küresel erişime sahip bir kanser önleme hayır kurumları ağına liderlik eden kar amacı gütmeyen kuruluşlar, kanser önleme önerisi için diyet ve beslenme üzerine bazı tavsiyeler geliştirmiştir.
- Birlikte ele alındığında, sağlıklı bir beslenme düzeni, fiziksel aktivite ve kilo yönetiminden oluşan bir yaşam tarzını teşvik ederler. Bu sadece kanser riskini azaltmaya yardımcı olmakla kalmaz, aynı zamanda obezitenin ve tip 2 diyabet ve kardiyovasküler hastalık gibi diğer kronik hastalıkların önlenmesine de katkıda bulunabilir.
İşte tavsiyelerinden bazılarına daha yakından bir bakış:
- Sağlıklı Vücut Ağırlığınızı Koruyun
WCRF/AICR tarafından yürütülen bir meta-analizde, daha yüksek vücut kitle indeksi (BMI), daha büyük bel çevresi ve daha büyük bel-kalça oranı ile fazladan yağ kütlesi taşımanın riski bazı kanserleri önemli ölçüde artırdığına dair ikna edici kanıtlar bulunduğunu göstermektedir. BMI, kişinin ağırlığının, boyunun karesine bölünme ile hesaplanan bir ölçümdü. Bu hesaplama sonucu çıkan değer; 18,5-25 arası ise kişi normal, 25.1-29.9 fazla kilolu ve 30 veya daha fazla obez olarak sınıflandırılır. BMI'deki her 5 puanlık artış, %50 daha yüksek endometriyal kanser riski, %48 daha yüksek özofagus adenokarsinom riski, %30 daha yüksek böbrek kanseri riski, %30 daha yüksek karaciğer kanseri riski, %12 daha yüksek postmenopozal meme kanser riski, %10 daha yüksek pankreas kanseri riski ve %5 daha yüksek kolorektal kanser riski ile ilişkilendirilmiştir.
Bel çevresindeki her 10cm artışın özofagus adenokarsinomu riskini %34, pankreas kanserini %11, postmenopozal meme kanserini %11, böbrek kanserini %11, endometriyal kanseri %5 ve kolorektal kanser riskini %2 artırdığı gösterilmiştir.
Bir bel-kalça oranı (WHR), bir kişinin bel boyutunu kalça boyutuna bölerek ölçer. Göbek bölgesinde daha fazla yağlanma olan kişilerde (elma şekli), kalçalarda daha fazla ağırlık taşıyanlara (armut şekli) göre kanser ve diğer kronik hastalıklar için daha yüksek risk altındadır. DSÖ, sağlıklı bir WHR'nin erkeklerde 0,9 veya daha az ve kadınlarda 0,85 veya daha az olmasını önermektedir. Bel-kalça oranındaki her 0.1 birimlik artış, özofagus adenokarsinomu riskini %38, böbrek kanserini %26, endometrium kanserini %21, pankreas kanserini %19, postmenopozal meme kanserini %10 ve kolorektal kanser riskini önemli ölçüde artırmıştır. %. Yetişkin yaşamında önemli ölçüde artan ağırlık, postmenopozal meme kanseri ve endometriyal kanserin ikna edici bir nedenidir. Yetişkinlik döneminde kilo alımındaki her 4,5kg artış, %16 daha yüksek endometriyal kanser riski ve %6 daha yüksek postmenopozal meme kanseri riski ile önemli ölçüde ilişkili olduğu gösterilmiştir.
- Sağlıklı bir Beslenme Programı
Genel olarak sağlıklı bir beslenme düzeni kanser riskini %10-20 oranında düşürme potansiyeline sahiptir. Diyet ve kanser insidansı arasındaki ilişki kanser bölgelerine ve ayrıca cinsiyete göre değişir ancak sağlıklı bir diyetin önerilen bileşenleri genellikle benzerdir. WCRF/AICR, kansere karşı korunmak için aşağıdaki beslenme önerilerini listeledi:
- Alkol tüketimini sınırlayın; Alkollü içki tüketiminin ağız, yutak ve gırtlak, yemek borusu (skuamöz hücreli karsinom), karaciğer, kolorektum ve meme (özellikle menopoz sonrası) kanserlerinin nedeni olduğuna dair güçlü kanıtlar vardır. Günde tüketilen her 10 gram alkol (etanol olarak) bu kanserlerin riskini %4-25 oranında artırmaktadır. Kanıtlar, her türden alkollü içeceğin kanser riski üzerinde benzer bir etkiye sahip olduğunu göstermektedir. Bu nedenle bu öneri, bira, şarap, alkollü içkiler (likörler) veya diğer alkollü içeceklerin yanı sıra diğer alkol kaynakları gibi tüm alkollü içecekleri kapsar.
- Tam tahıllar, sebzeler, meyveler ve kurubaklagiller açısından zengin bir beslenme düzeniniz olsun. Tam tahılları, sebzeleri, meyveleri ve fasulye, mercimek gibi bakliyatları (baklagiller) günlük diyetinizin önemli bir parçası yapın. Tam tahıl posasının kolorektal kansere karşı koruduğuna ve diyet lifi içeren yiyecekler kolorektal kansere, kilo alımına, aşırı kiloya ve yukarıda açıklandığı gibi birçok kanser riskini artıran obeziteye karşı koruduğuna dair güçlü kanıtlar bulunmkatadır.
- 'Hızlı' yiyecekleri sınırlandırın. Hızlı yiyecekler, enerji yoğun olma eğiliminde olan ve genellikle büyük porsiyonlarda tüketilen hazır yiyeceklerdir. Hızlı yiyecekler ile ilgili kanıtların çoğu, hamburger, kızarmış tavuk, patates kızartması ve yüksek kalorili içecekleri (soda gibi şeker veya sallar gibi sağlıksız yağlar içeren) inceleyen çalışmalardan elde edilmiştir.
- Kırmızı ve işlenmiş eti sınırlayın. Kırmızı et, sığır, dana eti, domuz eti, kuzu, koyun eti, at ve keçi dahil olmak üzere bir memeliden elde edilen her tür kas etini içerir. İşlenmiş et, lezzetini arttırmak veya korumayı iyileştirmek için tuzlama, kürleme, fermantasyon, tütsüleme veya diğer işlemler yoluyla dönüştürülmüştür. Hem kırmızı hem de işlenmiş etin bir dizi başka kanser riskini artırdığı öne sürülürken, kanıtlar en çok kolorektal kanser için ikna edicidir. Kolorektal kanser riski her 50 gr/gün işlenmiş et alımında %16 ve her 100g/gün kırmızı et alımında %12 arttığı gösterilmiştir. Et, özellikle protein, demir, çinko ve B12 vitamini gibi değerli bir besin kaynağı olabileceğinden, tavsiye edilen kırmızı etten minimum düzeyde tüketilmesi tavsiye edilmektedir. Bununla birlikte, kümes hayvanları ve deniz ürünleri, bu diğer besinlerin birçoğunun yanı sıra genellikle daha sağlıklı protein kaynaklarıdır.
- Şekerle tatlandırılmış içecekleri sınırlayın. Şekerle tatlandırılmış içeceklerin, özellikle sık veya büyük porsiyonlarda tüketildiğinde hem çocuklarda hem de yetişkinlerde kilo alımı, fazla kilo ve obeziteye neden olduğuna dair ikna edici kanıtlar vardır.
Birçok kanser türü genel yaşam tarzı değişiklikleri ile önlenebilir. Bu bağlamda 'Yedikleriniz ilacınız, ilacınız yedikleriniz olsun.'
Yrd. Doç. Dr. Gözde Okburan